SON DAKİKA: Ekrem İmamoğlu’na verilen cezanın gerekçesi açıklandı! İşte ‘Neden indirim uygulanmadı’ sorusunun yanıtı…
Yargılamayı meydana getiren İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi geçtiğimiz hafta davaya ilişkin kararını deklare etti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaret suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, İmamoğlu hakkında TCK’nın “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” konusunu içeren 53. maddesinin uygulanmasına hükmetti. Şu demek oluyor ki siyasal yasak mevzusu da gündeme geldi. Türkiye’nin gündemine oturan davaya ilişkin mahkeme gerekçeli kararını deklare etti.
ALT SINIRDAN UZAKLAŞARAK CEZA
Mahkeme 17 sayfalık gerekçeli sonucunda niçin alt sınırdan uzaklaşarak ceza verdiğini deklare etti. Sanık Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine karşı hakaret suçunu basın önünde işlediği, suçun yüksek yargı mensuplarından oluşan Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin onur, onur ve saygınlığını rencide edecek şekilde hakaret etmiş olduğu kaydedildi. “İBB Başkanlığı sıfatı bulunan ve söylediği her söz Türkiye’de ve yurt haricinde basın aracı ile kolaylıkla duyulan ve takip edilen sanık tarafınca bu şekilde hakaret suçunun işlenmesi sebebiyle temel ceza alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmiştir” denildi.
“YARGILAMAYI CİDDİYE ALMADI”
İmamoğlu’nun Ordu Valisi’ne hakaret suçundan adli para cezası almış olduğu da hatırlatılan gerekçeli kararda, “sanığın geçmişi ile ilgili mahkememizde negatif bir kanaat oluşturmuş olup, mahkemenizde devam eden yargılama sürecinde 21 Eylül 2022 tarihindeki duruşmadan sonrasında basın mensuplarına devam eden davayla ilgili ‘olmaması ihtiyaç duyulan tekrar sürdürülüyor, boş işler bunlar’ şeklinde açıklaması, 11 Kasım 2022 tarihindeki duruşmadan sonrasında ‘şu mahkemeden utanç duyuyorum bu şekilde bir yargılama olması imkansız, latife şeklinde, trajikomik bir durum, beni zerre ilgilendirmiyor’ açıklamaları, yargılama sürecindeki davranışları ile mahkemece meydana getirilen yargılamayı ciddiye almamış, bu negatif davranışlarından dolayı lehine indirim uygulanmıştır” denilerek cezada niçin indirime gidilmediği de açıklandı.
“SÖZÜN MUHATABININ YSK ÜYELERİ OLDUĞU DURAKSANMAYACAK ŞEKİLDE AÇIKTIR”
Kararda ek olarak İmamoğlu’nun sözlerine başlarken İçişleri Bakanı Süleyman Asil’ya yanıt verdiği sadece konuşmanın muhteviyatında 31 Mart seçimini iptal edenlerin ahmak bulunduğunu belirttiği kaydedilerek, “Sözün muhatabının YSK üyeleri olduğu duraksanmayacak şekilde açıktır. Sanığın savunmasında sözlerinin muhatabının İçişleri Bakanı Süleyman Asil bulunduğunu ileri sürmesi karşılıklı hakaret sebebi ile cezadan kurtulmaya yönelik geliştirilen bir müdafa olarak değerlendirilmiştir” ifadeleri yer aldı.
“VURGUSU VE KULLANIŞ BİÇİMİ APTAL ANLAMINDAYDI”
İmamoğlu’ nun suça mevzu “Tam da işte 31 Martta seçimi iptal edenler ahmaktır” sözüne yer verilen gerekçeli kararda, “Ahmak sözcüğünün cümle içinde kullanış biçimi ve meydana getirilen vurgu dikkate alındığında aptal, gerizekalı anlamında kullanıldığı kanaatine varılmıştır” denildi.
“HAKİM TARAFSIZLIĞI İDDİASI YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR”
Mahkeme gerekçeli sonucunda oldukça tartışılan ilk hakimin değişmesi mevzusunda da değindi. Sanık avukatlarının adil yargılanma hakkından yoksun kaldıkları yönündeki savunmalarının yerinde olmadığı anlatılan gerekçeli kararda, “Davanın ilk hakimi davaya 28.05.2021 tarihinden 01.06.2022 tarihindeki beşinci celsede kadar yargılamayı yapmıştır. Sanık avukatları organik yargıçlık ilkesi gereğince baktığını belirttikleri ilk hakimi 23.03.2022 tarihindeki duruşmada taleplerinin kabul edilmemesi sebebiyle hakimin tarafsızlığından kuşku duyduklarını ileri sürerek hakimi reddetmişlerdir. Hakimin ortalama 1 senelik sürede davaya bakmış olduğu, delillerin toplanmış olduğu, iddia makamından esas ile alakalı mütalaanın alındığı, sadece sanık avukatlarının karar aşamasına gelen dava dosyasına devamlı bilimsel mütalaa, hukuki mütalaa adı altında 3 ayrı mütalaa sunmuş olduğu, her şey kameralar önünde cereyan etmiş olduğu halde tanıklar dinletme yoluna giderek, önceki hakimin çalmış olduğu dönemde bitirip karar verebileceği dava dosyasını gereksiz taleplerle meşgul ederek duruşmaların devamlı ileri atılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dava dosyası önceki hakim tarafınca sonuçlanmış olsa da gene aynı şekilde hakimin yansız olmadığını ileri sürerek yargılamaya itiraz edecekleri ortadadır. Bu yüzden dava dosyasına bakan iki ayrı hakim hakkında da hakimlerin yansız olmadığı savunmaları yerinde görülmemiştir” cümleleri kullanıldı.
Yoruma kapalı.