İstanbul'da pazar günleri berber, kuaför ve güzellik salonlarının kapatılması kararı tüccarların tepkisine yol açtı.
Kağıthane Sadabad Meydanı'nda toplanan bir grup, bu karara hem kendilerinin hem de pazar günü evleneceklerin üzüldüğünü söyledi. Kararı pankart ve sloganlarla protesto eden esnaf, kararın geri çekilmesini talep etti.
“UMARIM BİR DEĞİŞİKLİK YAPILIR”
Grup adına konuşan kuaför Uğurcan Ubay, şunları söyledi: “Basın toplantımızın amacı sektörümüzün en büyük hizmeti verdiği günlerden biri olan Pazar günü kapatma kararıdır. Bizim ve birçok değerli meslektaşımızın görüş ve onayına sunulmayan bu karara karşı çıkıyoruz. İstanbul gibi büyük bir metropolde binlerce kuaför varken, sadece 300 oyla karar verip konuyu kısa kesen değerli Meclis ve federasyon başkanlarının bu yanlış kararına karşı çıktığımızı ve savunmak için toplandık. haklarımız. Bu 2 sancılı haftanın sonunda barışçıl bir şekilde haklarımıza sahip çıktığımızı ilan ediyoruz. Sayın valimiz ve ticaret bakanımızla, belki de bu toplantıdan sonra, sizlerin de bu süreçteki desteğiyle, bu konunun takibi için, Sayın avukatlarımız aracılığıyla talebimizi idare mahkemesine ileterek yeniden bir anlaşmaya varabilmeyi umuyoruz. Acı verici bir süreç ve bu karara son verin. 2 haftada ulaşılan kamuoyunun yüzde 85'inin kapatılmasına karşı olduğunu belirtmek isterim. Bu kararın yanlış olduğunu iddia ediyor. Karara karşı meslektaşlarımızın da sözcüsü olduğumuzu ilgili makamlarımıza duyuruyoruz” dedi.
“Karar usulsüz”
Avukat Mehmet Ali Sümer ise şunları söyledi: “Bu karar hem kamuya hem de bu meslek grubuna zarar vermektedir. Federasyonun ve Odalar Birliğinin aldığı karar usulsüzdür. Hiçbir meslektaşıma bu konuda bilgi verilmedi. Seçimler hukuka aykırı olarak yapıldı. 13 bin üyesi olan bu odaya kuaförler hiç davet edilmedi, görüşleri sorulmadı, federasyona usulsüz bildirimde bulunuldu, ardından Ticaret Bakanlığı bu kişilerin görüşlerini yansıtmadan kendini çarpıtarak pazar günleri rapor verdi. kapatılabileceğini ve bunun kuaförler tarafından talep edildiğini söyledi. Öncelikle mevcut olanlardan hiçbiri bu durumu kabul etmiyor ve idare mahkemesine iptal davası açmayı tercih etmiyor. Bu iptal davasının açılması kamuya zarar verecek ve idari yük oluşturacaktır. Başka bir bakanlığın onayıyla bunun önüne geçilebileceğini düşünüyoruz. İdare mahkemesinde açılan davada dava masrafları yine kamu tarafından karşılanacak. Yani yine kamu kararıyla kamuya zarar veriyorsunuz. Bu nedenle bu durumun bir an önce tersine dönmesini talep ediyoruz” dedi.