Yenidoğan ve çocuklarda yaşa bağlı olarak farklı belirtilerle kendini gösteren doğumsal kalp kusurları, bazen sinsice ve hiçbir belirti vermeden ilerleyebiliyor! Doğuştan kalp hastalıklarının bazen anne karnında teşhis edilemediğini, bu nedenle dikkatli olmanız gerektiğini belirten Prof. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik “Dünyadaki en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın doğuştan kalp hastalığına yakalandığını öğrenen aileler doğal olarak büyük bir şok yaşayabilir. Ancak hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda tedavisi günümüzde kolaylıkla yapılabilmektedir. Aileler doğru bilgilendirilirse herhangi bir endişe ve panik yaşamadan gerekli tedavi programlarını uygulayarak bu durumun üstesinden gelebilirler” dedi. Profesör. Dr. Ayhan Çevik, doğuştan kalp hastalıklarına karşı önemli uyarılar ve tüyolar verdi. Son yıllarda teknoloji ve tıpta yaşanan hızlı gelişmeler sayesinde doğuştan kalp hastalıkları, anne karnındaki 16. haftadan itibaren fetal ekokardiyografi ile tespit edilebiliyor ancak bazı durumlarda gebelikte yapılan tarama ve testlere rağmen tespit edilemiyor! Üstelik kalp hastalıkları, kalbin rezervleri tükenene kadar hiçbir belirti vermeden sinsice ilerleyebilir! Her 100 çocuktan birinin doğuştan kalp sorunuyla doğduğunu, erken teşhis edilen kalp hastalığının kolaylıkla tedavi edilebildiğini belirten Prof. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik Şöyle devam ediyor: “Ancak geç teşhis edilen ve belirtilerin ortaya çıktığı hastalıklarda tedavi zorlaşır ve komplikasyon dediğimiz tedaviden fayda görme oranı azalır. Bu nedenle sağlıklı yenidoğan ve çocukların takibinde kalp-damar sağlığının ihmal edilmemesi çok önemlidir.” Günümüzde modern tıbbi cihazlar ve tedavi yöntemleri sayesinde erken dönemde teşhis edilen doğumsal kalp hastalıklarının kolaylıkla tedavi edilebildiğini, ameliyata gerek kalmadan anjiyografi ile sorunun aşılabileceğine vurgu yapan Dr. Dr. Ayhan Çevik, “Yeterli bilgi ve iletişime zaman ayrılabilseydi, aileler herhangi bir endişe ve paniğe kapılmadan gerekli tedavi programlarını uygulayarak bu durumu aşabilirlerdi” diyor. Anne karnında 16. haftadan itibaren teşhis imkanı!Anne karnındaki 16. haftadan itibaren Fetal Ekokardiyografi adı verilen bir testle tanı koymak mümkündür. Annenin karın cildine yapılan bu ultrason yöntemi sayesinde tanı konulduktan sonra tespit edilen anormalliklere göre uygun tedavi programının başlatıldığını söyleyen Prof. Dr. Çevik sözlerine şöyle devam ediyor: Doğumsal kalp hastalığı tespit edilirse periyodik takip, doğuma hazırlık, doğum sonrası ilk değerlendirmeler ve gerekli görülen ilk müdahaleler planlanır. Yeterli önlemler alınır ve planlı doğumlar oluşturulursa son derece olumlu ve cesaret verici sonuçlar elde edilir. Örneğin; Doğum planlandığında kardiyoloji ve yoğun bakım ekipleri tüm hazırlıkları yaparak ve gerekli tüm müdahaleleri anında uygulayarak doğuma eşlik eder. “Doğum sonrasında hem anjiyo hem de yakın takip altında planlanan diğer operasyonlar güvenli bir şekilde gerçekleştiriliyor.” Yaş Gruplarına Göre Doğuştan Kalp Hastalıklarının Belirtileri! Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof., doğuştan veya sonradan edinilmiş kalp hastalıklarının her yaş grubunda hiçbir belirti vermeden bulunabileceğinin altını çiziyor. Ayhan Çevik, çocuklarda kalp hastalığının belirtilerinin yaş grubuna göre değişebileceğini söylüyor. Profesör. Dr. Çevik bu belirtileri şu şekilde açıklıyor;
- Bebeklerde ve çocuklarda: Hızlı nefes alma, emzirmede zorluk, aralıklı ve sık emzirme isteği, yetersiz kilo alma, morarma, huzursuzluk.
- Yenidoğanlarda ve küçük çocuklarda: Yukarıda belirtilen semptomlara ek olarak büyüme ve gelişmede gecikme, yorucu aktivite ile kendini gösteren bozukluklar, kolay yorulma.
- Okul çağındaki çocuklar ve ergenlik (ergenlik): Göğüs ağrısı, çarpıntı, kolay yorulma, nefes darlığı hissi, bayılma.
xxxxxxx Kutu Bilgisi xxxxxxxxxxBebeğiniz ağlarken ağzı ve dili maviye dönüyorsa! Bebek ve çocuklarda doğuştan kalp hastalığının belirtilerinden biri olan ve halk arasında “mor bebek sendromu” olarak bilinen morarma hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ayhan Çevik şunları söylüyor: “Çocuklarda morluklar tıbbi olarak ağız ve dilin koyu rengine işaret eder ve kandaki oksijen seviyesinin azalması sonucu oluşur. Bu akciğer hastalığında ve kalp hastalığında görülebilir. Tipik morarmalarla kendini gösteren kalp damar hastalıklarında, kalp odalarında veya kanı akciğerlere taşıyan damarlarda hastalıklar tespit edilir. Eğer morarma gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden nedeni belirlenmelidir. En kritik nedenler kalp-damar hastalıkları olsa da; Kalp dışı nedenlerle de (solunum, nörolojik gibi) ortaya çıkabilir. Ekokardiyografi dediğimiz tetkiklerle kardiyak nedenler kolaylıkla anlaşılabiliyor.” Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–