Georgina Rannard | BBC İklim ve Bilim Muhabiri

Kaynak, Nils Reinecke
Almanya’da yaşayan bir grup insan, hava kirliliğinin “tehlikeli” düzeylere çıktığını söyleyerek hükümeti dava ediyor. Temiz ve sağlığa ziyanı olmayan hava soluma haklarının ihlal edildiğini ve hükümetin ülkede yaşayanların sağlığını koruyamadığını söylüyorlar.
Birçok başka ülke şeklinde Almanya’da da hava kirliliği Dünya Sıhhat Örgütü’nün (WHO) belirlediği seviyelerin oldukça üstünde.
Küresel olarak hava kirliliğinin her yıl 7 milyon insanoğlunun zamansız ölümünde görevi olduğu düşünülüyor.
İlk kez bir grup fert Almanya’da insan hakları yasalarına dayanarak bu mevzuyu mahkemeye götürüyor.
Avrupa Birliği’nin en önde gelen hukukçularından Avrupa Hakkaniyet Divanı’nın sözcüsü geçtiğimiz Mayıs ayında, vatandaşların tazminat talebiyle bu tür davalar açabileceğini söylemişti.
Bu şekilde bir davayı ilk kez mahkemeye götürmüş olan grupta yedi şahıs var. Bazıları, sağlıklarının tehlikede bulunduğunu söyledikleri, bir çok astımlı evlatları adına davacı oldu.
Davacılar Almanya’nın 7 büyük kenti içinde yer edinen Berlin, Münih, Frankfurt ve Düsseldorf’da yaşıyor ve WHO tarafınca saptanan “kabul edilebilir kirlilik” düzeyinin dört ila beş misli kirli bir havayı solunum ettiklerini söylüyor.
Volker Becker-Battaglia, Münih’de, Almanya’nın havası en kirli sokaklarından birinde yaşıyor.
“Hava kirliliği, göremediğiniz bir problem. İnsanlar bunu düşünmüyor fakat o öldürüyor” diyor.
“Evimizin önünden her gün otomobilleriyle 150 bin şahıs geçiyor. Bu korkulu bir şey. Becerebildiğimiz zamanlarda şehirden kaçmaya çalışıyoruz” diye ekliyor.
Düsseldorf’dan, mahremiyetini korumak için yalnız ilk adıyla anılmak isteyen Constanze ile de konuştuk. O da iki evladı adına hükümeti dava ediyor.
“Evlatların sıhhatli büyümeye hakkı var. Şehirde yaşıyor olmak, hava kirliliği yüzünden onları ömürleri süresince zararını görecekleri hastalığa mahkum etmek zorunda değil” diyor.
Davacılar ek olarak hükümetin kamuoyunu hava kirliliği mevzusunda eğitmesini de istiyor.
Dava Almanya’da vatandaşların temel insan haklarını korumakla yükümlü Anayasa Mahkemesi’nde görülecek.
Davacılar tazminat talep etmiyor, hükümetin önlem almasını istiyor. Karar lehlerinde çıkarsa ülke genelini kapsayacak sonuçlar yaratacak.

Kaynak, Getty Images
Almanya’da hava kirliliği düzeyleri ülkenin kendi yasalarına uyğun fakat davacılar yasanın, giderek güçlenen bilimsel görüş doğrulduğunda değiştirilmesi icap ettiğini söylüyorlar.
Dünya Sıhhat Örgütü de havadaki toksik maddelerin tehlikeleri mevzusundaki bilimsel kanıtların artması üstüne 2021 senesinde solunabilir hava mevzusundaki sınırını aşağıya çekmişti.
Almanya’nın Çevre Koruma Kurumu, hava standardını denetim etme ve sınırlar aşılmışsa önlem alma sorumluluğunun eyaletlere ilişik bulunduğunu söylemiş oldu.
Kurumun sözcüsü “WHO’nun rehber niteliğindeki değerleri, AB Hava Kalitesi Yönetmeliği’nde belirtilen sınırlar şeklinde yasal olarak bağlayıcı değil, tavsiye niteliğindedir” dedi.
Yaklaşık her 10 akciğer kanseri vakasından biri hava kirliliğiyle ilişkilendiriliyor.
Alman mahkemeleri hükümeti hava kirliliğini azaltacak önlemler almaya zorlayabilir.
Davayı ek olarak ClientEarth ve Deutsche Umwelthilfe adlı çevreci örgütlenmeler de destekliyor.
ClientEarth’ün insan hakları avukatı Irmina Kotiuk “Hava kirliliğinden korunmak bir insan hakları meselesidir. Birçok insan artık, hükümetler bu mevzuda daha sıkı önlemler almaya başlarsa, hayatlarının ve evlatlarının hayatlarının iyi mi iyileşebileceğini görüyor” diyor.
Kotiuk Almanya’nın hava standardını düzeltme mevzusunda öncülük yaparak öteki ülkelere örnek olabileceğini düşünüyor.
Avrupa çapında hava kirliliği giderek daha çok davanın mevzusu olmaya başlıyor.
2020 senesinde Londra’da trafiğin yoğun olduğu bir caddenin yakınında yaşayan 9 yaşındaki Ella Adoo-Kissi-Debrah İngiltere’de ölüm sebebi hava kirliliği olarak tescil edilen ilk şahıs olmuştu.
2021 senesinde Fransa hükümeti hava standardını iyileştirmeyi başaramadığı nedeni öne sürülerek 10 milyon euro tazminata mahkum edilmişti.
Yoruma kapalı.